Back

Patong Beach: Koşa Koşa Gidip Nasıl da Gezemeden Geldik? – Phuket

“Biz Tayland’a gelirken biletleri almak dışında hiçbir şey yapmadık galiba” diye düşünmedik değil… 😀 Türkiye’deyken Bangkok için yapılan iki gecelik otel rezervasyonu dışında. Onun dışındaki her şeyi akışına göre yaşadık. Hatırlarsanız kendimizi bir ara Chao Phra River’da bulmuştuk mesela… Bu bazen pek de hoş olmayan sonuçlar doğurabiliyor, kabul ediyoruz ama bazen de acayip güzel şeyler oluyor, asıl eğlenceli olan da bu değil mi zaten? Ne ile karışılacağını bilmeden, her anı merak ve heyecanla yaşamak. Beklemediğin bir durumla karşılaşınca da bir sonraki adıma daha iyi hazırlanmak… 🙂

Nai Yang, Kalim, Patong, Karon

Hikayeye dönecek olursak “Patong’a geçmeden önce sahilleri şöyle bir sırayla dolaşsak mı?” dedik. Nai Yang Beach’ten yola çıktıktan sonra, Kalim Beach’te 1 gün, Patong Beach’te 1 ya da çok seversek belki 2 gün, geriye kalan 3 gün için de bir ara Karon Beach’e gideriz sonrasında da aşağıya doğru inmeye devam ederiz diye düşündük. Rota böyle olunca Nai Yang Beach bu kadar yeter yola düşelim artık dedik ve çıktık yola! Uzun mesafeler için Tuk Tuk çok da iyi olmadığından taksi ile tabi bu kez… 🙂

İlk durağımız Kalim Beach oldu. Patong yolu üzerindeki Kalim Beach’in tam karşısında, deniz kenarında Booking.com‘da çok etkileyici görünen (bizim için) bir butik otelden rezervasyon yaptık. Nai Yang Beach’teki otelden o kadar memnunduk ki buraya rezervasyon yaparken de aklımıza hiç soru işareti gelmedi. Booking puanı biraz düşüktü ama o kadarcık farktan bir şey olmaz dedik. Oldu 😀

Kalim Beach çooook kötü!

Kalim Beach her anlamda bizi Phuket serüvenimizin ikinci gününde umutsuzluğa düşürecek kadar kötüydü. Sular çekildiğinden olsa gerek sahilin yarısı çamur içinde gibiydi ve küçük küçük kayalar dışarda kalmıştı. Sahilin görüntüsü yol kenarındaki yemek satan küçük tezgahlarda eklenince çok kötüydü. Burada denize girmeniz imkansız! 🙁 Patong yakın zaten en olmadı oraya gideriz diye düşünerek bunu kendimize dert etmeden otele yöneldik. Otele vardığımızda kapılar kapalı ve hiç kimse yoktu. Ön taraftan baktığımızda kapının önünde masa ve sandalyeleri ile daha çok bir restorana benziyordu, ama tabelada Barefoot Hotel ismi yazıyordu. Taksi şoförü sağa sola bakarken içeriden birisi koşarak geldi ve tek kelime İngilizcesi yok. Sezonun çok dışında olduğumuz söylenemez ama son zamanlarda tercih edilmeyen bir otel ve Patong’un gölgesinde kalmaya başladığını düşündüğümüz bir sahil olduğunu içeriye girince fark ettik. Otantikliğinden etkilenmedik değil bu yüzden bir gece de olsun kalmayı göze aldık. Çünkü dekorasyon açısından baktığımızda bir çok otelden farklı ve renkli bir butik otel ve biz biraz da yorgunuz. Tüm bunlara rağmen otantik ve eski yerlerden hoşlanan biri değilseniz eğer çok daha iyi tercihlerin var olduğunu bilmelisiniz. Barefoot’a sadece balık yemek için de gidebilirsiniz. Ya da siz en iyisi hiç gitmeyin! 😀 Çünkü biz bile o sevdiğimiz otantikliğin içinde o kadar sıkıldık ki, planımızın devamı için önlem olarak: bavulları bırakır bırakmaz Patong’a doğru yürümeye başladık. O yorgunluğa rağmen…

Yarım saatlik bir yürüyüşün ardından doğrusunu söylemek gerekirse Patong bizi hiç şaşırtmadı. İnternette fotoğraflarda gördüğümüz ve okuduğumuzun aynısı tam olarak karşımızda… Sahil mevsim normallerine göre beklenenden çok çok daha kalabalıktı ve esen serin rüzgar inanılmazdı. 🙂 Derin bir nefes aldıktan sonra başladık her şey hakkında bilgi toplamaya ve sokakları gezmeye;

Sahili boydan boya gezerken sol tarafta küçük dükkanlar ve yol boyu uzanan sokak yemeklerini gördük. Yine! 😀 Yolunuz bir gün buraya düşerse Tayland’da her yerde yemek olarak böcek satmıyorlar merak etmeyin Phuket bu anlamda Bangkok’a göre otelleri ve restaurantları ile çok daha iyi durumda… Ama eğer aradığınız şey tatlı ise Pancake, dondurma ve egzotik meyve suları dışında yine pek bir şey yok…

Thailerin eğlence anlayışı her yerde aynı

Bangla Road denilen caddeye geldiğimizde ise nedense bir anda Khason Road’a bi gittik geldik… Ya da Tayland’lıların anladığı tek eğlence şekli bu dedik yolumuza devam ettik. Çünkü Bangla Road aynı Khason Road gibi barların, gece kulüplerinin ve otomatik olarak direk dansçılarının bulunduğu bir cadde ve Phuket’in en ünlüsü… 😀 Mekanların kapısı yok direk sokağa açılıyor hepsi… Eğlenmek için o sokaktan geçiyor olmanız yeterli. 🙂

Buradaki en ünlü gece kulübü ise Tiger isimli mekan. Gördüğümüz kadarıyla birçok insan eğlenmek için burayı tercih ediyor. İçerideki ışık şovu, müzik ve direk dansı yapan kızların yanında alkol su gibi akıyor çünkü alkol burada da çok ucuz. Bu kadar keşfin üzerine yorgunluk belirtileri başlayınca (ayaklarımız biraz geri geri gitse de) ilk bulduğumuz Tuk Tuk’a atladık ve döndük Kalim Beach’te ki otelimize… Oteller konusunda ise Patong’da yerel halkın yaşadığı evlerden çok daha fazla otel var. Beş yıldızlı lüks otellerden butik otellere kadar bir çok alternatif bulmanız mümkün… Biz tercihimizi otele döner dönmez hemen rezervasyon yaptığımız, Patong’un biraz dışında, merkeze servislerle ulaşım yapan “Lets Phuket Twin Sands Resort & Spa” dan yana kullandık. Gördüğünüz gibi yaşadıklarından ders çıkartan ve parası çok olmasa da paraya kıyan bir çiftiz… 😀 Yine de önlem olarak bir günlük rezervasyon yaptırdık ancak ertesi gün otele yerleştikten sonra; Paradise Beach, Freedom Beach, Tri Trang Beach, Karon Beach gibi sahillere olan konumu ve servis kolaylığı nedeniyle rezervasyona üç gün daha ekledik. 5 yıldızın hakkını verdi diyebiliriz. Merkezdeki otellerin dışında, Patong’un çevresinde tercih edeceğiniz bir otel ve onun olanakları ile çok daha uygun fiyata bir çok sahili gezmenin, turlara katılmanın mümkün olduğunu da bu şekilde öğrenmiş olduk. Turlar konusunda da yine pazarlık şart! İlerleyen günlerde bu konuya yeniden döneceğiz! 😀

Alışverişin tek adresi: Jungceylon

En büyük alışveriş merkezi ise Jungceylon ve market olarak da içerisinde bulunan Big C . Yemek yapmak bir şeyler arıyorsanız bulabileceğiniz tek yer Big C, başka yok. Türkiye’deki Carrefour’a benzeyen Big C de gıdadan ev eşyasına, teknolik ürünlerinden yazlık kıyafetlere kadar her şey var. Onun dışında ufak tefek şeyler almak için zaten her yerde 7 Eleven ve Family Mart adlı küçük marketler var. Çoğunlukla da 24 saat açıklar. Patong merkezi dışından seçeceğiniz otellerin ise sahiller yanında yaklaşık olarak her saat başı buraya servisi olduğunu da bilmelisiniz. 🙂 Ama siz yine de gitmeden önce otelinize sorun 😀

Biz genelde otelin servisi ile Big C’den karınca gibi yuvamıza malzeme taşıyarak odamızdaki mutfakta kendimiz için yemekler hazırladık çünkü Tayland mutfağı ne yazık ki her yerde bizim için Tayland mutfağı… Lets Phuket’in restaurantında yediğimiz pizza dışında tabi. Bazı otellerin kendi restaurantı ve dünya mutfağından farklı lezzetler sunan şefleri ve menüleri var. Seçtiğiniz otelin mutfağında İtalyan bir şefi pizza yaparken görebilirsiniz mesela burada…  Ancak siz yine de akşam Tayland mutfağının tadına doymak istiyorsanız, Phuket’in ünlü restoran zinciri Savoey iyi bir tercih olabilir. Savoeyden, Patong sahilinde iki tane var bu arada, Taweewong Road’un cadde tarafında ve sahil tarafında olmak üzere… Romantik bir akşam yemeği için bizden söylemesi bir gece sahil tarafındakine gidin 🙂 Ayaklarınız yumuşacık kumlara basarken, Andaman dalgalarıyla müziğe eşlik edecektir. Bir çok restaurantta ise akvaryumda servis edilmeyi bekleyen canlı ıstakozlar ve deniz ürünleri görebilirsiniz. Jungceylon’unun tam ortasında ise dört bir yana uzanan lüks restaurantlar var. Burada pizza ve farklı dünya mutfaklarından lezzetler sunan restaurantlar da mevcut. Sahil kenarından ise genelde deniz ürünleri yapan ve aynı zamanda restaurantın sokağa bakan bölümünde satış yapan restaurantlar görebilirsiniz. Ya içeri girin ya da önlerinde çok durmayın yılların getirdiği sokağa sinmiş bir balık kokusu var haberiniz olsun… Biz ilk keşfimiz de hızlı hızlı geçtiğimiz tek sokaktı. Istakoz demişken; ıstakoz almak ya da yemek isterseniz fiyat kilogramına göre 1000-2000 Baht arasında değişiyor. Tabi ıstakozu görünce sizin aklınız şaraba gitti biliyoruz ama ne yazık ki Tayland’da şaraba dair hemen hemen hiç bir şey yok. Biz bu üç günde yine de her ne kadar sevmesek de Phuket’in hakkını verelim yiyelim şunlardan dediğimiz bir çok şey denedik ancak bazı yemekleri zor yuttuğumuz çoook eğlenceli anılarımız olmadı değil… 😀

Buradan bakınca Patong bizim için sadece keşfe çıktığımız ve alışverişe gittiğimiz, sahilinde hiç denizine giremediğimiz bir yer oldu aslında ama Patong için plan yaparken çevrede çok çok daha güzel, sadece biraz daha küçük ve bilinmeyen sahiller keşfedince Patong’a vakit kalmadı…. 😀 Ama şunu söyleyebiliriz Phuket’in ünlü olan yerleri dışında çok fazla değişimin yaşanmadığı, doğal kalan çok çok daha güzel o kadar fazla sahili var ki… Bizim ne zamanımız ne de paramız yeter… 🙂 O  yüzden gidebilirseniz eğer, internette okuduğunuz o ünlü sahiller yerine adı çok bilinmeyen doğal kalan yerlere gidin; kendiniz keşfedin, kendiniz öğrenin… Biz bundan sonra rotayı ona göre çiziyoruz… 🙂

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir