Evi Çantasında: Buket Geray
Sabah gözünüzü ilk açtığınızda önemli bir gün diye vakit kaybetmek istemez, hızla ve farklı bir enerji ile uyanırsınız ya… Çok uyumamışımdır umarım korkusuyla hani biraz da… Ben de ikinci gün tam olarak öyle uyandım. Herkesin uyanmasını bekledikten sonra ise kendimi hemen sokağa attım. İşin ucunda kahvaltı olunca bizim 6 kişilik ekipte hemen peşimden yola koyuldu tabi… Tavsiyelere uyarak kruvasan ile kahvaltı yapmayı tercih ettik ama gittiğimiz cafe de etli, etsiz o kadar şeçenek vardı ki biz kruvasanları seçene kadar açlığımız bir kat daha arttı!
Kruvasanlar bir başka!
Kruvasanlar görüntüsü gibi gerçekten de çok lezzetli, tabi yapısı gereği bizim kahvaltı kültürümüze göre oldukça yağlı. Öyle ki cafeye girdiğiniz anda yağ kokusunu direk alıyorsunuz. Bu arada kruvasanların tadı damadığımda kaldı demeden geçemeyeceğim. 🙂 Siz de yanında kahve ve meyve suyu seçeneklerinden birini tercih edebilirsiniz. Çünkü içecek alternatifi kruvasan çeşiti kadar geniş değil.
Museum of Folk Architecture
Kahvaltıdan hemen sonra ise ikinci günün planını bir önceki günden hazırladığımız için Lviv şehrinde bulunan belki de Avrupa’nın en büyük açık hava müzelerinden biri olan Museum of Folk Architecture ziyaretine doğru yola koyulduk. Müzede 300 yıl öncesine ait bir Lviv köyü yaşamının örneklemi yer alıyor. Kilise, göl, çocuk parkı ve köy evleri bulunan bu müzede köy evlerinin içi adeta yaşam hala devam ediyormuş gibi tasarlanmış… Hatta evlerde gerçekten yaşandığı hissini yaratması için yöresel kıyafetler giymiş kadınlı erkekli insanlar ev ve bahçelerde yer alıyor. Müzeyi gezerken aslında fantastik bir film izlerken bir anda kendinizi filmin içerisinde bulmuş gibi hissediyorsunuz. İçeride gözleme tarzında içi mantar, patates gibi ürünlerle doldurulmuş hamur kızartması, yöresel çorbalar gibi yiyecekler satan stantlar bulabilirsiniz. Lviv’e gelirseniz eğer burayı kesinlikle görmelisiniz. İlkbaharda eminim çok daha güzel manzaralar oluşuyordur… İlkbahar tercihiniz olsun… 🙂
Lychakiv Mezarlığı
Müze köyü gezdikten sonra yine Lviv’de görülmesi gereken yerler listesinde yer alan Lychakiv Mezarlığına geçtik. Köyden yürüme mesafesinde olan bu mezarlığa geçmek için herhangi bir araç kullanmanıza gerek yok. Mezarlık girişi ise ücretli… Bu mezarlık ülkenin önde gelen kişilerinin gömüldüğü, müzevari bir mezarlık. Her mezarca, şehir merkezinde bulunan yapılarda olduğu gibi heykeller görebilirsiniz. İnsanların dinleri, hayatları ile ilgili heykeller… Sıradan alelade bir mezar görmeniz mümkün değil. Her mezar bizim dinimizden farklı olarak farklı yönlere konumlandırılmış ve neredeyse her mezarda birden fazla ölü bulunuyor. Ben burası da kesinlikle gidilmesini görülmesi gereken bir yer diye not ettim. 🙂
Sonrasında ise şehre uzun bir yürüyüşle geri dönme kararı aldık. Tabi gün boyunca uzunca yürüyüşler yaptığımız için 7 kişi her yorgun düşüşümüzde, gördüğümüz ilk ilginç cafeye oturup bir şeyler yedik içtik. Ukrayna’nın siyah biraları oldukça lezzetli, yerel bir içecek olan alkolsüz Kvas da bi o kadar iyi.. Kvas geleneksel bir Rus içeceği… Kola ve bira arasında bir tada sahip, bence gayet lezzetli, sağlık açısından da yararlı olduğu bilgisini edindim. Kvas da denenmesi gereken tatlar listesine eklenmeli… 🙂
Zamanın yüz yıl gerisinde bir yer Stargorod
Akşam için hedefimiz ise Ukrayna gecesi yapılan Stargorod’a gitmekti. Bu yüzden dinlenmek ve hazırlanmak için herkes evlerine dağıldıktan iki-üç saat sonra yeniden Stargorod’da buluştuk. Gorog şehir demek, Stargorod ise eski şehir anlamına geliyor. Zaten mekana gittiğinizde kendinizi olduğunuz zamandan 100 yıl öncesinde bir yerde hissediyorsunuz. Oldukça kalabalık bir yerdi. Biz öncesinde arkadaşımızın uyarısı ile rezervasyon yaptırmıştık. Önceden rezervasyon yaptırmazsanız eğer yer bulamayabilirsiniz. Gittiğimizde garson, dansçı ve müzisyenlerin yöresel kıyafetler giydiklerini gördük. Gelen misafirlere masa masa gezerek yerli şarkılar söylettiler. Biz dillerini bilmediğimizi söyleyerek şarkı söyleme eğlencesine katılamadık. ☺ Gece de dikkatimi çeken bir diğer detay ise yerel bira üretiminin yapılmasından dolayı olduğunu düşündüğüm ve dekor olması amacıyla sahnenin hemen arkasına kurulan gıda tankı oldu. Yöresel kıyafetli sunucu gece boyunca bazı yarışmalar yaptırdı. Bira içme yarışması, elma dilimlerini dudakları arasına alan bayan yarışmacıların erkek misafirlere ellerini kullanmadan yedirme yarışması, şarkı söyleme yarışmaları gibi. Saat 23:00-23:30 itibariyle de her şey yerini müzik ve dansa bıraktı. Eğer yolunuz düşerse mutlaka ama mutlaka uğrayın derim. Mekanın yemekleri ve içecekleri de oldukça lezzetliydi…