Tazmanya denildiğinde bizim nesil, bir ülkeden ziyade bir çizgi filmi hatırlar. Taz; ilk kez Bugs Bunny’nin karşısına kendi etrafında dönerek çıktığında hangi hayvanın çizgi filmdeki çizgi hali olduğunu anlayamamıştık. Çünkü Robert McKimson’un esinlendiği bu karakter diğer karakterlerin aksine dünya üzerinde sadece Tazmanya adasında bulunuyor. Amacımız çocukluktan kalma bir merak olan “Taz gerçekte hangi hayvan acaba?” sorusuna cevap aramak değildi tabi ama Tazmanya’ya gidip de Tazmanya Canavarı görmeden dönmek olmazdı.
Tazmanya Hobart’ta görebileceğiniz diğer yerler için tıklayın… 🙂
Bizim gözlemlediğimiz kadarıyla yerleşim yerlerinin çok az dışına çıktığınızda Tazmanya Canavarlarını görebileceğiniz bir çok vahşi yaşam tarzında hayvanat bahçesi benzeri yerler var. İstisnasız hepsinde Tazmanya Canavarı besliyorlar ve siz de bilet alarak kendi vahşi ortamlarında onları görebiliyorsunuz.
Biz Hobart’taki turist merkezlerinin önerdiği Bonorong Wildlife Sanctuary’e gitmeyi tercih ettik. Bonorong için toplu taşıma ile ulaşım pek mümkün değil. Turist merkezlerindeki broşürlerde bulunan tur firmalarıyla ya da özel aracınızla daha kolay gidebilirsiniz. Çünkü Hobart’a 30 km uzaklıktaki Brighton’da bulunuyor. Biz Hobart merkezdeki otelimizden 40 dakikalık bir araba yolculuğu sonunda Bonorong’a vardık.
Biz ilk olarak Tazmanya Canavarı ve Wombat’ı gördükten sonra Kanguru sevdası yüzünden Kanguruların olduğu bölüme koştuk. Bize öyle güzergahmış, sınırlarmış pek işlemiyor. 😀 Kanguruların olduğu bölümü diğer hayvanların yaşam alanlarından ayıran bir durum var ki; insanların da bu alanı paylaşabiliyor olması… Görevlinin girişte verdiği yemi ne için kullanacağımızı içeriye adım atınca anladık çünkü burada herkes kendi elleriyle Kanguru besliyor.
Günün tek sürprizi okul gezisinin olduğu güne denk gelmiş olmamızdı ki sanırım o da ayrı bir keyifli oldu. Her yer ilkokula giden üniformalı küçük çocuklarla dolu ve bizden daha cesur bir şekilde Kanguruların peşinde yanında tepesinde dolaşabiliyorlardı. Bebek Kanguru gören çocukların masumiyetini ve heyecanını görmeniz lazım. Bir nevi okul gezisi şeklinde dönem dönem öğrencileri gruplarını da kabul ettiklerini öğrenerek anın tadını çıkarmaya devam ettik. Burada Kangurular vahşi yaşam alanlarındalar ancak çok fazla insan gördükleri için insanlara ve onların elinden yemek yemeye alışkınlar. Bonorong’ta geçirdiğimiz zamanın büyük çoğunluğunu Kangurular ile geçirdikten sonra diğer hayvanları görmeye devam ettik. Neler gördüğümüze gelirsek eğer birçoğu dünyanın bu ucuna özgü kuş ve keseli hayvanlardı. Merak edenler için:
Wombat
Wombat ağır gövdeli kısa bacaklı Avustralya ve Tazmanya’da bulunan bir keseli türü… Koalaların yakın akrabası olan bu küçük hayvanların kesesi, diğer keselilerden farklı olarak sırt bölgesinde bulunuyor. Bu haliyle sevimli bir hayvan, vücutlarının arka tarafı çok sert, tehlike anında yuvarlanıp düşmanlarının sert kısmı ısırmasını sağlayarak kendilerini koruyorlar. Komik görüntüsü ve uysallığı ile insanların sevgisini hemen kazanan vombatların, hiçbir canlıda olmayan sıra dışı bir özelliği var. O da kakalarının küp şeklinde olması… Evet, dünyada dışkısı bu şekilde olan tek canlı olan vombatların sindirimi 8-14 gün sürdüğü için bu şekilde ve bu sertlikte dışkıladığı düşünülüyor. Bu küp kakalar, kağıt üretiminde de kullanılıyor. Wombatlar en zeki hayvanlar sıralamasında da başlarda geliyorlar.
Tazmanya Canavarı (Tazmanya Şeytanı)
Avrupalılar adaya ilk geldiklerinde kırmızı kulakları ve çirkin sesi yüzünden şeytan sanmışlar ancak Tazmanya Şeytanı ismini, siyah kürkü, irkildiğinde yaydığı nahoş kokusu, yüksek sesle çıkardığı ürkütücü çığlığı ve beslenirken sergilediği çok hırçın hareketlerden dolayı almıştır. Aynı çizgi filmdeki gibi çok hareketli ve heyecanlı hayvanlar. Durmadan havayı koklar gibi burnunu kaldırıyor ve yine aynı çizgi filmdeki gibi kendi etrafında dönüyor. Robert McKimson’un vahşi yaşamdan kopya çekerek çizgi karaktere Taz’ı uygulamış olması; çok gezen sanki biraz daha çok biliyor düşüncesini uyandırıyor.
Koala
Koala ve Wombatların aynı aileden geldikleri düşünülüyor. Milyonlarca yıl önce, hayatlarını sürdürmek icin seçim yapma zamanlari geldiğinde, Wombatlar yerin altını, Koalalar ağaçların tepelerini tercih etmişler. Düşük kalorili beslenme şekilleri ve düşmanlarının (Avrupalılar Avustralyaya gelinceye kadar tabi) azlığı Koalaları, wombatlarin aksine azıcık ‘beyinsiz’ ve tembel yapmış. Hemen hemen bitkisel hayat yaşıyorlar ve kıpırdamak bile istemiyorlar. Koalaların da arka kısımları çok sert ancak bu tembel hayvanlar sert kısmı ağaçlarda rahat oturmak için kullanıyorlar. Uyansalarda birlikte fotoğraf çeksek diye bekleyen onlarca insan gördük ki, dönüşte hala bekliyolardı. Bu hayvanlar gerçekten tembel…
Kanguru
Avustralya denildiğinde akla ilk gelen hayvan sanırım Kanguru ancak anavatanı Avustralya olmasına karşılık çevre ada ve ülkelerde de nüfusları oldukça kalabalık… 11 farklı çeşidi olduğunu öğrendik ancak Sydney’de gördüğümüz Walabileri de sayarsak biz daha sadece iki tanesini gördük. Kangurular zıplayabilen en büyük memeli türü olarak diğer tüm hayvanlardan ayrılıyorlar. Yavrularını da keseli türü hayvanlar gibi keselerinde büyütüyorlar. Kangurular gelişmiş arka bacakları ile saatte 50 km hıza ulaşabildikleri gibi büyük kangurular bir seferde 3 metre ileriye atlayabiliyorlarmış. Ön ayakları çok gelişmediği için yavaş hareket ettiklerinde 4 ayaklarını da kullabiliyorlar. Bizim gördüklerimiz yem peşinde oldukları için genelde yavaş yavaş gördüğü her insana sokulan cinstendiler. 😀
Emu Kuşu
Emular Avustralya ve Tazmanya’nın en büyük yerli kuşudur. Öğrendiğimize göre modern kuşların en ilkeli olarak kabul ediliyor ve bizdeki Deve Kuşu ile aynı aileden geliyorlar ki gri kahverengi tüyleri ile Emu’lar; yumuşak tüylü, uzun boyun ve bacakları olan, deve kuşu gibi uçamayan kuşlardandır. Tüyleri çevresel faktörlere göre değişerek kamuflaj imkanı sağlıyor. Kanatları işe yaramasa da güçlü bacakları ile sıkı koşucudurlar. Saatte 50 km hıza çıkabildiği ve 2 metre uzağa kadar atlayabildiğini söylediler. Ayrıca Emu Kuşu Avustralya’nın yerlileri Aborjinler tarafından çok eski yıllardan beri tıbbi bir ilaç olarak kullanılmış ve günümüze kadar gelmiş. Şu anda Avustralya’da ünlü sporcular ve rugby takımındaki (Avustralya futbolu) oyuncular tarafından kaslarda ve doku zedelenmelerinde oluşan problemleri çözmek için kullanılıyor. Bir diğer değişik bilgi ise dünya üzerinde profesyonel ordu tarafından hayvanlara karşı açılmış ilk savaşın da kahramanılar. Nasıl yani diye düşünenler için: Emu Savaşı’nı araştırın!
* Bonorong aynı zamanda bir hayvan hastanesi, Tazmanya’da yollarda yada ormanlık bölgede yaralı bir hayvan gördüğünüzde Bonorong’u 7 gün 24 saat arayabiliyorsunuz. İlk müdahale ve tedavi için Bonorong’tan görevli bir ekip geliyor. Bizim Bonorong’u ve hastane bölümünü gezdiğimiz zaman diliminde yaralı ya da tedavi gören bir hayvan yoktu.
Yolu Hobart’a düşenler ve Bonorong hakkında bilgi almak isteyenler için…